Bu yıl tarım sektöründe yaşanan talihsiz durum, çiftçileri ve tüketicileri derinden etkiledi. Hasat dönemi geldi çattı ama birçok çiftçinin tarlasında ürünler hayal kırıklığı yaratan bir durumda bekliyor. Farklı nedenlerle bu yıl hasat edilen sebze ve meyvelerin büyük bir kısmı, çiftçiler tarafından toplandıktan sonra, tarlada bırakıldı. Ürünlerin bedava dağıtılması ise bu durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirdi.
Çiftçiler, tarım sezonunun başlamasıyla birlikte tarlalarda yoğun bir çalışma içine girmişti. Ancak, artan maliyetler, iş gücü sıkıntısı ve düşük pazar fiyatları gibi nedenler nedeniyle, ürünleri hasat etmekte zorlandılar. Özellikle gübre, mazot ve diğer tarım girdi fiyatlarının yüksek olması, çiftçilerin işlerini daha da zorlaştırdı. Çiftçiler, ürünlerini toplayıp satmak için gereken çabayı harcarken, yaşanan ekonomik sıkıntılar onları isyan ettiriyor.
Birçok çiftçi, ürünlerini topladıktan sonra pazarda yeterince alıcı bulamamanın getirdiği hayal kırıklığı içinde. Satamadıkları ürünleri tarlalarda bırakmak zorunda kalıyorlar. Bunun en büyük sebeplerinden biri, tarım ürünlerinin fiyatlarının düşük kalması ve bunun sonucunda çiftçilerin gelir elde edememesi. Çiftçiler, bu durumda ürünlerini bedava dağıtmayı tercih ederken, bu durumun sektörde daha geniş etkilere yol açabileceği kaygısını taşıyorlar.
Bedava dağıtımlar, başlangıçta bazı insanlar için bir şans gibi görünse de, tarım sektörü üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratma potansiyeli taşıyor. Ücretsiz dağıtım uygulamaları, tarım ürünlerinin değersizleşmesine yol açarak çiftçilerin emeklerinin hiçe sayılmasına neden oluyor. İnsanların tıka basa dolu sepetlerle geri dönmesi, çiftçilerin daha fazla ürün yetiştirme isteğini azaltacak bir durum. Çiftçiler, yıllarca süren emeği sonucunda elde ettikleri ürünlerin, sadece pazarlama zorlukları nedeniyle değer kaybetmesinin yanı sıra, insanların gözünde değersizleşmesine de neden olmalarından dolayı büyük bir üzüntü yaşıyorlar.
Bedava dağıtım programları, söz konusu duruma çözüm olarak görülse de, uzun vadede bu tür uygulamaların çiftçiler için daha fazla sorun yaratma potansiyeli taşıdığı söyleniyor. Devletin veya çeşitli kurumların bu durumu çözmek için yeni stratejiler geliştirmesi gerektiği üzerinde duruluyor. Ürünlerin değerli kalması ve çiftçilerin daha iyi bir gelir elde edebilmesi için pazarlama stratejilerinin gözden geçirilmesi gerektiği açıkça ortada.
Sonuç olarak, bu durumun çözümü için bir bütün olarak tarım sektörünün yeniden yapılandığı, destek programlarının daha etkili ve sürdürülebilir hale getirildiği bir sürece ihtiyaç var. Tarımda yaşanan bu yol açan sorunların köklü bir şekilde ele alınması gerekiyor. Aksi takdirde, hem çiftçiler hem de tüketiciler için şartlar daha katlanılmaz hale gelebilir. Dileğimiz, 2023 tarım sezonunun asıl toplayıcılarının çiftçilerimiz olması ve ürünlerin değer bulmasıdır.