Son dönemde artan gerginlikler ve ABD’nin Orta Doğu politikaları, İran'ı yeniden gündemin merkezine oturtmuş durumda. Tahran'ın füzelerini hazırlık aşamasına getirmesi, bölgedeki güç dinamiklerini derinden etkileyebilir. İran, ABD’ye karşı misilleme yapma konusunda çeşitli senaryolar üzerinde çalışıyor. Bu senaryoların neler olduğuna ve olası sonuçlarına yakından bakalım.
İran, askeri gücünü kullanarak doğrudan bir saldırı gerçekleştirmek yerine, asimetrik savaş taktikleri ile karşılık vermeyi tercih edebilir. Bu bağlamda, Uzun Menzilli Seyir Füzeleri ve İHA'lar kullanarak stratejik hedeflere saldırılarda bulunma olasılığı taşımaktadır. Özellikle, Suudi Arabistan gibi ABD’nin müttefiklerine yönelik saldırılar İran’ın bölgedeki etkisini artırabilir.
Bu tür bir misilleme, Asya ve Avrupa'daki müttefikleri tarafından nasıl yanıtlanacağı soru işareti olarak kalırken, İran'ın kendi toprakları dışında yapılan bu tür operasyonlarla ABD’nin bölgedeki askeri varlığını sorgulamasına neden olabilir. Uzun vadede İran, bu tür asimetrik saldırıların kendisine kazandıracağı stratejik üstünlük ile uluslararası güç dengesini değiştirmek isteyebilir.
Askeri misillemenin yanı sıra, İran’ın siber saldırılar gerçekleştirmesi de muhtemel bir senaryodur. İran, geçmişte de çeşitli ülkelerin altyapılarına yönelik siber saldırılar düzenlemişti. ABD’nin İran üzerine uyguladığı ekonomik yaptırımlara misilleme olarak, İran kritik enerji altyapılarına siber saldırılar gerçekleştirerek büyük hasar verebilir.
Özellikle, ABD’yi hedef alan siber saldırılar, enerji piyasasında belirsizliğe neden olarak uluslararası pazarların çalkalanmasına yol açabilir.İran’ın bu tür bir misilleme ile kendi ekonomik krizini aşabileceği ve aynı zamanda Batılı ülkeleri tehdit ederek yükselen gücünü pekiştirebileceği düşünülmekte.
İran, doğrudan askeri ve siber misillemenin yanı sıra diplomatik alanda da güçlü hamleler yapmayı planlıyor olabilir. Bu bağlamda, müttefiklerini harekete geçirerek daha geniş bir koalisyon oluşturma çabası, Türkiye, Rusya ve Çin ile olan ilişkilerini güçlendirmek üzerinedir.
Bu koalisyon ile birlikte, uluslararası alanda ABD’ye karşı daha sağlam bir blok oluşturma hedefleniyor. Bu durum, daha önce imzalanan nükleer anlaşmaların yeniden gündeme gelmesi ile İran’ın uluslararası platformda kendine bir yol açmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, İran’ın uluslararası baskılara karşı güçlü bir dayanışma sergilemesi, ABD’nin politikalarının zayıflamasına neden olabilir.
Sonuç olarak, İran’ın ABD’ye misilleme yapma doğrultusundaki üç senaryo, bölgedeki savaş yapıları ve küresel güç dengeleri açısından oldukça önemlidir. Her bir senaryonun olası etkileri, sadece Orta Doğu'yu değil, tüm dünyayı etkileyebilir. Tahran'ın alacağı kararlar, gelecekteki çatışmaların ve diplomatik ilişkilerin şekillenmesinde belirleyici bir rol oynayacaktır.
Bu belirsizlikler arasında, uluslararası toplumun nasıl bir tutum alacağı ve Iran'ın muhtemel eylemlerine karşı nasıl yanıt vereceği de büyük bir merak konusu. Gelecek günlerde bu konu üzerine daha fazla gelişme yaşanması bekleniyor. Tahran’ın füzelerini hazırlaması, sadece bir askeri hazırlık olarak değil, aynı zamanda bir mesaj olarak algılanmaktadır. Bu durum, bölgedeki diğer ülkelerin de kendi askeri stratejilerini gözden geçirmelerine yol açabilir.