Son günlerde dünyanın gözü Ukrayna-Rusya sınırına çevrildi. Rusya'nın Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Ortodoks Paskalyası nedeniyle ilan ettiği ateşkes, beklenildiği gibi fazla uzun sürmedi. Paskalya döneminin sona ermesiyle birlikte, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı saldırılar yeniden hız kazanmış durumda. Bu durum, savaşın dinamiklerini değiştirebilecek yeni bir dönüm noktasının habercisi olarak değerlendiriliyor.
Ateşkesin ilan edilmesi, her şeyden önce, savaşın başladığı günden bu yana yoğunlaşan askeri çatışmaların bir nebze de olsa hafiflemesi amacıyla yapılmış bir hamleydi. Ortodoks Paskalyası, Rus halkı için kutsal bir dönemdir ve bu zaman zarfında barış ve birlik mesajları ön plandadır. Putin, bu vesileyle sadece iç kamuoyuna yönelik bir hamle yapmakla kalmayıp, uluslararası arenada da bir barış yanlısı imaj çizme çabasına girdi. Ancak bu durum, ne yazık ki uzun vadede kalıcı bir barış sağlamadı.
Paskalya'dan sonra Rusya ordusunun, özellikle doğu Ukrayna'daki durumu yeniden kontrol altına almak için yoğun bombardımanlara başladığı bildiriliyor. Ukrayna Genelkurmayı, Rus güçlerinin birçok cephede saldırılara geçerek şehirlerin bombalandığını ve sivil hedeflerin vurulduğunu açıkladı. Bu saldırılar, son günlerde sivil kayıpların artmasına ve mültecilerin bir kez daha evlerinden olmalarına neden olmaktadır. Savaşın yeniden şiddetlenmesi, Avrupa ve dünyanın farklı bölgelerindeki hükümetlerin de dikkatini çekmiş durumda.
Uluslararası toplum, Ukrayna’ya destek vermeye devam ediyor. ABD ve Avrupa Birliği, Rusya'nın yeniden tırmanan saldırılarına karşı Ukrayna'ya silah yardımı ve ekonomik destek sağlama konusunda harekete geçtiklerini duyurdular. Bu bağlamda, NATO tarafından Ukrayna'ya yapılan yardımların artırılması yönünde unsurlar dile getiriliyor. Ancak, birçok uzman, bu desteklerin çatışmaları daha da tırmandırabileceğini ve müzakerelerin daha da zorlaşmasına neden olabileceğini savunuyorlar.
Bununla birlikte, Rusya yanlısı ayrılıkçı grupların da Ukrayna'nın doğusundaki hareketliliği artırdığı gözlemleniyor. Çatışmalar, Donbas bölgesinde yeniden tırmanırken, iki taraf Aralık 2021’den bu yana en yoğun çatışmalarına sahne olmaktadır. Burada, iki tarafın da kayıplarının giderek arttığı ve bu durumun insani krize yol açtığı belirtiliyor.
Öte yandan, barış müzakereleri ile ilgili olarak, uluslararası toplumun pek çok önde gelen figürü, Rusya’nın tavırlarının değişmediğini ve barış için ciddi bir irade sağlanmadığını vurguladı. İşte bu nedenle, ateşkese dair umutlar, Putin’in stratejik hesapları nedeniyle yeniden felakete dönüşmüş görünüyor. Ukrayna ve dünya, bu mücadelenin nasıl bir sonuca ulaşacağı konusunda belirsizlik içinde kalmaya devam ediyor.
Sonuç olarak, Putin’in Paskalya ateşkesi sona erdi ve çatışmalar yeniden şiddet kazandı. Bu durum, savaşın giderek karmaşık hale geldiğini gösteriyor. Uluslararası diplomasi, bu tırmanışı durdurmak için elinden gelen tüm çabaları göstermeye çalışsa da, şu an için umut verici bir çözüm görünmüyor. Her gün daha fazla insanın mağdur olduğu, ülkelerin ve toplumların gerginliğinin arttığı bir süreçte, ateşkesin kalıcılığı ve kalıcı barış için gerekli olan adımların atılması için zaman daralıyor.