Baharın gelmesiyle birlikte, Tahran'ın kuzey eteklerinde yer alan dağlık bölgelerde yaşayan çiftçiler, 3.370 rakımda koyun kırkma sezonunun keyifli ve zorlu hazırlıklarına başladı. Yüksek rakımda, soğuk kış aylarını geride bırakırken, koyunların yünlerini kırkma zamanı, hem hayvan sahipleri hem de hayvanlar için büyük bir ihtiyaç haline geliyor. Dağ köylerinde yaşayan aileler, bu mevsim geçişini sadece bir tarım etkinliği olarak değil, aynı zamanda kültürel bir gelenek olarak da görüyorlar.
Koyun kırkma, yalnızca yün elde etmekle kalmayıp, aynı zamanda hayvan sağlığı açısından da büyük bir öneme sahiptir. Kırkma işlemi, koyunların yaz aylarında serinlemelerine yardımcı olurken, yünlerin temizlenmesi ve sağlıklı bir şekilde saklanması da sağlanıyor. Dağ köylerinde, bu işlemi gerçekleştirmek için çeşitli gelenekler ve ritüeller bulunmaktadır. Aile büyüklerinin, gençlere koyun kırkmayı öğretmesi, nesilden nesile aktarılan bilgiler arasında yer alıyor.
Bölgede, yün kırkma işlemi genellikle baharın başlangıcında yapılır. Bu dönemde, koyunların yünleri yataklarından yeterince dökülmemiş olur ve sağlıklı bir kırkma işlemi için müsait bir ortam sağlanır. Kırkma işlemi sırasında, koyunların fiziksel durumlarına dikkat edilmesi gerektiği için uzman kişiler tarafından gerçekleştirilmesi öneriliyor. Geleneksel yöntemler, özellikle kırsal kesimlerde hâlâ önemini koruyor. Aileler, kırkma sırasında şarkılar söyleyerek ve hikayeler anlatarak, bu süreci daha keyifli hale getiriyorlar.
Tahran'ın yüksek dağlarında koyun yetiştiriciliği, zorlu iklim koşulları nedeniyle oldukça çetin bir süreçtir. Kış aylarında sert soğuklarla mücadele eden çiftçiler, bu dönemden sonra gelen bahar ayını dört gözle bekliyorlar. Koyun kırkma işlemi, hayvanlarının sağlığını korumak ve yün elde etmek için kritik bir adım olarak kabul ediliyor. Ayrıca, yünler yerel pazarlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda ekonomik değer taşımaktadır.
Yüksek rakımdaki bu dağ köylerinde yaşayan aileler, koyun kırkma işlemleri sonrası elde ettikleri yünleri işleyip, iplik veya kumaş yapmak için yerel tezgahlarda kullanıyorlar. Bu yünler, hem günlük hayatta hem de geleneksel kıyafetlerin yapımında önemli bir yer tutuyor. Böylece, hem kültürel mirası yaşatıyorlar hem de ekonomik kalkınmalarını sağlıyorlar.
Bahar aylarının gelmesiyle birlikte, bu zorlu ama bir o kadar da keyifli süreç, bölge halkı için bir araya gelme ve birlik olma zamanıdır. Şehir hayatından uzakta, yüksek rakımlarda, doğayla iç içe geçirilen bu günler, çiftçiler için hem ruhsal bir dinginlik hem de geçim kaynağı sağlıyor. Zorluklara göğüs germeyi bilen bu insanlar, hem geçmişlerini yaşatmanın hem de geleceğe yönelik umutlarını yeşertmenin peşinde koşuyor.
Sonuç olarak, 3.370 rakımda koyun kırkma dönemi, yalnızca bir tarımsal faaliyet değil, aynı zamanda yerel kültürün, geleneklerin ve dayanışmanın somut bir göstergesi haline geliyor. Özellikle genç nesillerin bu gelenekleri öğrenip yaşatmaları, bölgelerin tarımsal ve kültürel yapısının devamlılığı açısından büyük önem taşıyor. Bu vesileyle, kış aylarının zorluklarının ardından bahar sıcaklarıyla birlikte yeniden başlayan hayvancılık faaliyetleri, doğanın döngüsünün güzel bir örneğini sergiliyor.