Son yıllarda genç yetişkinler arasında kanser vakalarının artması, hem tıp camiasını hem de toplum genelini endişelendiriyor. Gençlerde kanserin yükselmesinin nedenleri üzerine yapılmış araştırmalar, bu durumun ardındaki birkaç faktörü gün yüzüne çıkarıyor. Uzmanlar, genetik etmenler, çevresel faktörler ve yaşam tarzı değişikliklerinin bu artışta rol oynadığını vurguluyor. Bu yazıda, gençlerde kanser oranlarının yükselmesinin arka planına iniyoruz ve sağlık uzmanlarının konuya dair açıklamalarına yer veriyoruz.
Kanserin temel nedenlerinden biri genetik yatkınlık olarak biliniyor. Ailede kanser geçmişi bulunan bireyler, belirli kanser türlerine karşı daha fazla risk taşımaktadır. Genç yaşlarda kanser tanısı alan bireylerde ailevi genetik faktörler önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle meme kanseri ve kolorektal kanser gibi bazı türlerde, BRCA1 ve BRCA2 gibi genlerdeki mutasyonlar, gençlerde kanser riskini artıran en belirgin unsurlar arasında yer almaktadır. Yüzde 10-15 oranında genetik faktörlerin rol oynadığı bilinen kanser türleri, genç bireyler için kritik bir tehdit oluşturmaktadır.
Genç bireylerin yaşam tarzı ve çevresel faktörleri de kanser oranlarının artmasında büyük etkiye sahiptir. Beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite düzeyi, obezite oranları ve uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması gibi etkenler, gençlerde kanser riskini artırmaktadır. İşlenmiş gıdaların ve yüksek şeker oranına sahip ürünlerin tüketimi, obezite ve bunun sonucunda pek çok kanser türünün ortaya çıkma riskini artırmaktadır.
Bunun yanı sıra, teknoloji çağında gençlerin büyük bir kısmının hareketsiz yaşam tarzını benimsemesi, sağlık açısından ciddi tehditler oluşturmakta. Fiziksel aktivite eksikliği, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve sonuç olarak kanser hücrelerinin gelişimine zemin hazırlamaktadır. Uzmanlar, her gün düzenli olarak egzersiz yapmanın, özellikle genç nesil için kanser riskini azaltabileceğinin altını çizmektedir.
Gençlerde gözlemlenen diğer bir önemli endişe ise, teknolojinin kötüye kullanımı ve madde bağımlılığıdır. Uyuşturucu kullanımı ve alkol tüketimi, kanserin gelişiminde risk faktörleri arasında yer almakta. Ayrıca, sigara kullanımının erken yaşlardan itibaren başlaması, akciğer kanseri başta olmak üzere birçok kanser türünün riskini artırmaktadır. Gençlerin sigara ve diğer uyuşturucu maddelere maruz kalmaları, kalıcı sağlık sorunlarına yol açmaktadır.
Ruhsal sağlık da gençlerde kanser riskini artırabilecek önemli bir faktördür. Uzmanlar, stres, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunların, vücut üzerindeki etkilerini gözlemlerken, bu durumların bağışıklık sistemini zayıflattığına dikkat çekiyor. Gençlerin duygusal ve mental sağlıklarının kötü durumda olması, kanser hücrelerinin gelişmesi için uygun bir ortam yaratabilmektedir. Dolayısıyla, gençlerin ruhsal sağlıklarını koruyabilecekleri destek sistemlerinin sağlanması, sağlık üzerinde büyü bir etki yaratabilir.
Sonuç olarak, gençlerde kanserin artması, bir dizi genetik, çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin birleşim sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu durumu önlemek için toplum olarak bilinçlenmek, sağlıklı yaşam tarzlarını benimsemek ve erken tarama programlarına yönelmek büyük önem taşımaktadır. Uzmanlar, gençleri bilinçlendirmek ve erken teşhis farkındalığını artırmak için çeşitli kampanya ve programlar düzenleyeceklerinin müjdesini vermektedir. Toplumun tüm kesimlerinin katılım gösterdiği bir mücadele, gençlerde kanserin önlenmesine ve dolayısıyla yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik önemli bir adım olacaktır.