Çin ekonomisi, 2023 yılının başlarından itibaren gücünü koruyarak, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın ticaret politikalarına rağmen büyümeye devam etti. Ticaret savaşları ve gümrük tarifeleri gibi zorluklara rağmen, Çin'in ekonomik motoru güçlü bir performans sergilemekte. Peki, bu büyümenin ardında yatan sebepler neler? Ve bu durum, dünya ekonomisi üzerinde nasıl bir etki bırakıyor? İşte, tüm bu soruların yanıtları ve daha fazlası.
Trump yönetiminin Çin ile olan ticaret ilişkileri, 2018 yılında başladığı ticaret savaşları ile ciddi bir dönüşüm geçirdi. Ekonomik çatışmalar, her iki ülkenin de karşılıklı olarak gümrük tarifeleri artırmasına neden oldu. Ancak, bu durum tüm dünya üzerinde olumsuz etkiler yaratırken, Çin ekonomisi bu baskıya nasıl dayanmayı başardı? Gösterilen dayanıklılığın temelinde, ülkedeki iç talebin güçlü kalması ve devlet destekli yatırımların avantaj sağlaması yatıyor. Dahası, Çin hükümetinin, çeşitli sektörlerde yaptığı teşvikler ve altyapı yatırımları, ekonomik büyümeyi destekleyen önemli unsurlar arasında yer aldı.
Çin'in büyüme hızı, sadece ulusal ölçekte değil, aynı zamanda uluslararası ekonomi üzerinde de büyük etkilere yol açıyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde etkinliğini sürdüren Çin, çevresindeki ülkeler için ekonomik bir itici güç haline geldi. Bununla birlikte, Çin’in büyümesi bazı ülkelerde endişe yaratıyor; çünkü bu durum, küresel ticaret dengelerini yeniden şekillendirme potansiyeline sahip. Gelecek yıllarda, eğer ABD ve Çin arasındaki ilişkiler düzelmezse, bu ekonomik rekabetin daha da derinleşeceği öngörülüyor. Dünya genelindeki büyük yatırımcılar ise, bu durumu fırsata çevirmek için stratejik hamleler yapma peşinde.
Sonuç olarak, Çin ekonomisi, Trump dönemindeki zorluklara rağmen büyümeye devam ederken, bu durum hem iç dinamikleri hem de uluslararası ilişkiler üzerinde büyük bir etki yaratmaya devam ediyor. Gelecekte bu dinamiklerin nasıl evrileceği ise tüm dünyanın gözdesi olacak.