Türkiye, son günlerde çalkantılı bir gündemle sarsılıyor. 2023 yılı içerisinde siyasetteki tüm gelişmelerin gölgesinde kalan CHP'li belediyelere yönelik büyük bir operasyon gerçekleştirildi. Bu operasyon çerçevesinde, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Vahap Tutdere gözaltına alınırken, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise tutuklandı. Siyasi hesaplaşmaların ve yargının nasıl bu denli iç içe geçtiğine dair yorumlar yapılırken, yaşanan bu gelişmeler Türkiye'nin yerel siyasetine damga vurmaya aday.
CHP'li belediyelere yönelik gerçekleştirilen bu operasyonla ilgili bilgilerin, Türkiye genelindeki müfettişlerinin yürüttüğü bir soruşturmanın sonucu olarak ortaya çıktığı ifade ediliyor. Soruşturmanın kapsamında, yerel yönetimlerde yapılan ihalelerde usulsüzlük iddiaları ve kamu kaynaklarının kötüye kullanımı gibi konuların incelendiği belirtiliyor. Gözaltına alınan ve tutuklanan yetkililer, yaptıkları açıklamalarla bu iddiaları reddederken, soruşturmanın siyasi bir baskı aracı gösterildiği eleştirisi gündeme geldi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer parti yetkilileri, yapılan bu operasyonu sert bir dille eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Yargı bağımsızlığının hiçe sayıldığı bir dönemde, sokaklarda yürüyen halkın iradesinin gaspedilmesini kabul etmiyoruz. Bu girişimler korku yaratmak içindir" diye konuştu. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının ardından partinin diğer yöneticileri de benzer açıklamalar yaparak, bu durumu bir siyasi saldırı olarak nitelendirdi. Özellikle Adana ve Mersin gibi büyükşehirlerde CHP'nin sağladığı başarıların ardından böyle bir operasyon yapılmasının oldukça manidar olduğu vurgulandı.
Bu durum, yerel seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte partilerin birbirlerine karşı daha agresif bir tutum takınmalarına neden olabilir. Türkiye'de son yıllarda, muhalefet partilerinin yönettiği belediyelere yönelik çeşitli operasyonların artış göstermesi, seçim sürecinde siyasi gerilimlerin artmasına yol açabilir. Özellikle CHP'nin güçlü olduğu bölgelerde, iktidar partisi tarafından yürütülen bu tür operasyonların, muhalefetin iş yapma kapasitesini etkileyebileceği düşünülüyor.
Başkan Böcek'in tutuklanması, Antalya'da büyük bir tepkiyle karşılandı. CHP'li gençler, sokaklarda yürüyüş düzenleyerek Böcek'in serbest bırakılmasını talep etti. Bu eylemler, toplumda Erdoğan yönetimine karşı bir başkaldırı olarak yorumlandı. Öte yandan, Adana ve Mersin'deki halk hareketleri de benzer bir biçimde yaşandı. Parti tabanının bu denli hızlı bir şekilde harekete geçmesi, CHP'nin yerel yönetimlerdeki etkisinin yanı sıra, halkın bu duruma karşı olan duyarlılığını da gösteriyor.
Genel seçimlerde ve yerel seçimlerde CHP'nin İzmir ve İstanbul gibi büyükşehirlerdeki başarısının, bu tür operasyonların etkisini azaltabileceği öngörülüyor. Ancak gözaltılar ve tutuklamalar, CHP'ye yönelik bir baskı aracı olarak kullanılmaya devam edeceği düşünülmekte. Bunun yanı sıra, birçok siyasetçi bu durumun, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı ile ilgili ciddi kaygılara yol açtığını belirtiyor.
Sonuç olarak, CHP'li belediyelere yönelik yapılan bu operasyonlar, Türkiye'nin siyasi gündemini ve yerel yönetim anlayışını derinden etkileyecek gibi duruyor. Siyasi dengelerin nasıl değişeceği ve bu durumun toplumda nasıl bir karşılık bulacağı ise merakla bekleniyor. 2024 yerel seçimleri öncesi atılan bu adımlar, Türkiye'nin demokrasi algısını yeniden tartışmaya açabilir.