İstanbul'un gözde yeşil alanlarından biri olan Belgrad Ormanı, geçtiğimiz günlerde meydana gelen trajik bir olayla gündeme geldi. Mimar Ece Gürel, dört gün boyunca ormanda kaybolduktan sonra acı bir haberle hayatını kaybetti. Bu olay, sadece ailesini değil, aynı zamanda meslektaşlarını ve arkadaşlarını da derinden sarstı. Ece'nin kayboluşu, sosyal medyada geniş yankı bulurken, pek çok kişi onun bulunması için umutla bekledi. Ancak, beklenen mutlu sona ulaşılamadı ve Ece'nin yaşamını yitirdiği haberi, toplumu yasa boğdu.
Ece Gürel, 30 yaşında genç bir mimar olup, mesleği boyunca birçok başarılı projeye imza atmış bir isimdi. Kaybolduğu gün Belgrad Ormanı'nda doğa yürüyüşüne çıktığı biliniyordu. Başlangıçta ailesi, Ece'nin kısa bir süre içerisinde geri döneceğini umarak endişelenmekten kaçındı. Ancak zaman geçtikçe tedirginlikleri arttı ve Ece için arama çalışmaları başlatıldı. Geniş bir ekibin katılımıyla gerçekleştirilen arama kurtarma operasyonları, ormanın çeşitli bölgelerinde yoğunlaştırıldı. Yerel halkın da katıldığı çalışmalar sonunda Ece'nin izine rastlanamadı.
Belgrad Ormanı'ndaki arama çalışmaları, jandarma, sivil savunma ekipleri ve gönüllüler tarafından sürdürüldü. Ayrıca, Ece'nin kaybolduğu gün gittiği ekibin sosyal medya üzerinde yaptığı paylaşımlar da dikkat çekti. Ece’nin arkadaşları ve meslektaşları, onu bulmak için ellerinden geleni yaparken, kaybolma haberine yönelik tepkiler de sosyal medyada ardı ardına geldi. Özellikle Ece’nin ailesi ve arkadaşları, sosyal medya platformları üzerinden destek çağrısında bulundu. Ancak ne yazık ki arama çabaları dört gün boyunca devam etmesine rağmen sonuçsuz kaldı.
Dört gün boyunca Ece Gürel hakkında yapılan arama çalışmaları, herkesi umutlandırmıştı. Fakat, 17 Ekim tarihinde, Ece’nin cansız bedeni Belgrad Ormanı'nda bulundu. Uzman ekipler, cesedin bulunduğu bölgede detaylı bir inceleme gerçekleştirdi. Ardından Ece'nin naaşı, İstanbul'daki bir hastaneye kaldırıldı. Yapılan otopsi sonucunda, Gürel'in vefat nedeni henüz resmi olarak açıklanmamışken, olayın koşulları hakkında soruşturma başlatıldı. Ece’nin meslektaşları ve arkadaşları, onun hayatını kaybetmesinin derin bir kayıp olduğunu ifade ederken, Ece’nin ne kadar sevgi dolu bir insan olduğunu vurguladılar.
Acı haber, Ece'nin ailesini ve arkadaşlarını kara bir bulut gibi sararken, sosyal medyada birçok kişi, onun anısına yönelik mesajlar paylaştı. Mimarlar ve sanatçılar, Ece’nin yeteneklerini, projelerini ve hayatını kaybetmeden önceki çalışmalarını yad etti. Öne çıkan paylaşımlardan bazıları, Ece’nin insanlara ilham veren tasarımlarını ve hayat dolu kişiliğini öne çıkarıyordu. Ece'nin ani kaybı, mimarlık camiasında büyük bir boşluk oluştururken, birçok kişi onun yaşanmış hikayelerini ve başarılarını unutmayacaklarını belirtti. Bu beklenmedik kayıp, Ece’nin ailesine, arkadaşlarına ve meslektaşlarına derin bir üzüntü getirdi.
Ece Gürel’in anısını yaşatmak için birçok kişi çeşitli etkinlikler düzenlemeyi planlıyor. Mimarlık alanındaki başarısının yanı sıra, insanlık ilişkileri ve toplumsal duyarlılığı ile de tanınan bir isim olarak anılması için çeşitli sosyal medya kampanyaları başlatıldı. Ece’nin vefatı, sadece bir bireyin kaybından öte, toplumun saygı ve takdirle anacağı bir insanın kaybıdır. Bu trajik olay, çevre bilincinin ve doğa ile olan ilişkinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmış oldu. Ece Gürel’in hayatı boyunca bıraktığı izlerin, sevgi dolu anıların ve topluma kattıklarının asla unutulmaması için herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiği vurgulanıyor.
Sonuç olarak, Belgrad Ormanı’nda kaybolan ve sonraki günlerde acı bir haberle hayatını kaybeden Ece Gürel, yalnızca bir mimar değil, toplumda iz bırakmış bir bireydi. Onun hatırası, yaşamı boyunca gerçekleştirdiği başarılı projeler ve insanlara kattığı değerlerle hayat bulmaya devam edecektir. Bu tür trajik olayların önüne geçebilmek adına, doğa yürüyüşü ve açık hava etkinlikleri sırasında alınacak güvenlik önlemlerinin arttırılması gerektiği ise tekrar gündeme geldi. Ece'nin anısı, onun yaşadığı her anı kutlamak ve doğaya karşı daha duyarlı bir toplum oluşturma adına önemli bir çağrıyı da simgeliyor.