Toplumda giderek artan şiddet olayları ve cinsiyet eşitsizliği tartışmaları, bir kez daha korkunç bir vakayla gündeme geldi. Son zamanlarda artış gösteren bu tür olaylar, gençlerin bile hedef alınmasına neden oluyor. İstanbul'un bir semtinde, iki genç, "Abinin selamı var" denilerek saldırıya uğradılar. Bu saldırganların niyeti yalnızca fiziksel bir saldırıda bulunmak değil, aynı zamanda gençlere cinsiyetçi bir tutum sergilemekti. Saldırganlar, gencecik iki gencin etek giydirip darp ederken ne kadar vahşileşebileceğini göstererek toplumsal baskının ve şiddetin çirkin yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Olayın başlangıç anında, iki genç arkadaşın sokakta keyifli bir sohbet yaptığı bildiriliyor. Bir grup saldırgan, henüz kimliği belirlenemeyen bu iki gence yaklaşarak, son derece alaycı bir dille “Abinin selamı var” dedi. Bu ifade, yalnızca bir tehdit değil, aynı zamanda toplumsal bir cinsiyet sömürü ve baskısı olarak algılandı. Gençler önce ne olduğuna anlam veremedi, ancak kısa sürede olayın seyrinin değişmesi kaçınılmaz oldu.
Saldırganlar, gençlerin cinsiyetini hedef alarak etek giydirmeye çalıştılar ve bununla yetinmeyip onları darp etmeye başladılar. Etek giydirme girişimi, toplumsal normlara ve cinsiyet rollerine karşı bir saldırıydı. Bu tür bir eylem, gençlerin kişisel alanlarını ihlal ederken, aynı zamanda toplumda var olan cinsiyet eşitsizliğini dramatize etti. Olayın duyulmasının ardından sosyal medya platformlarında büyük bir infial yaşandı. Kullanıcılar, gençlerin yaşadığı bu trajik durumu kınayarak, cinsiyet temelli şiddete karşı durulması gerektiğini belirttiler.
Olay, sadece bir saldırı değil, aynı zamanda toplumsal bir sorgulama haline dönüştü. Bu tür eylemler, cinsiyetçilik, homofobi ve şiddet gibi sosyal sorunların toplumda ne denli derin kök saldığını gözler önüne seriyor. Toplumun her kesiminden gelen tepkiler, gençlerin maruz kaldığı bu tür eylemlerin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Türkiye'de cinsiyet temelli şiddete karşı pek çok kampanya ve toplumsal hareket bulunmasına rağmen, bu tür olaylar halen yaşanıyor. Ülke genelinde şiddet olaylarının bir an önce son bulması için toplumun tüm kesimlerine iş düşüyor.
Olayın ardından yetkililer henüz gerekli adımları atmış olmasa da, sosyal medya üzerinden oluşturulan kampanyalar ve destek grupları gün geçtikçe artış gösteriyor. Gençlerin yaşadığı bu tür travmaların önlenmesi için eğitimin, toplumsal farkındalığın ve şiddete karşı duyarlılığın artırılması elzem hale geldi. Medya ve sosyal medyanın, bu konuda daha fazla farkındalık yaratması gerektiği açıktır. Unutulmamalıdır ki, cinsiyetçi bir dil kullanmak, sadece bireylere değil, genel olarak toplumun huzuruna büyük zararlar vermektedir.
Sonuç olarak, "Abinin selamı var" ifadesi ile başlayan bu trajik olay, gençlerimizin nasıl bir dünyada yaşamak zorunda kaldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür olayların artık son bulması ve her bireyin, cinsiyet, inanç veya köken fark etmeksizin eşit haklara sahip olduğu bir toplum için mücadele etmek, hepimizin görevidir. Toplum, gençlerin özgürce yaşayabilmesi için daha duyarlı, daha empatik ve daha bilinçli olmalıdır. Şiddetin son bulması için hepimizin üzerine düşen sorumluluklar ve görevler bulunmaktadır.