Günümüzde sosyal medya platformları gençler arasında giderek daha fazla tercih edilen bir iletişim aracı haline gelmiş durumda. Ancak bu platformların oluşturduğu baskı, bazen talihsiz olaylara da yol açabiliyor. ABD'nin bir eyaletinde 14 yaşındaki bir çocuğun sosyal medya için video çekerken gerçekleştirdiği çekim esnasında, bir arkadaşının hayatını kaybetmesi, hem aileleri hem de toplumda büyük bir şok etkisi yarattı. Bu olay, sosyal medyanın gençler üzerindeki etkilerini ve bu tür trajik sonuçların nasıl önlenebileceğini yeniden gündeme getirdi.
Olay, bir grup arkadaşın, bir evin arka bahçesinde sosyal medya platformları için video çekimi yaparken gerçekleşti. Gençlerden biri, video akışı sırasında elinde silahla şaka yapmaya karar verdi. Fakat, silahın kurusu olmayan bir mermi ile ateşlenmesi sonucu, talihsiz bir şekilde arkadaşına isabet etti. Olayın hemen ardından acil servis ekipleri, yaralı genci hastaneye kaldırdı. Ancak tüm çabalara rağmen, genç arkadaşını kurtarmak mümkün olmadı. Sosyal medya platformları için yapılan video çekimlerinde yanlış anlaşılan bir mizah anlayışı, bu tür trajik sonuçları beraberinde getirdi.
Olayın ardından, polis soruşturması başlatıldı. Gençlerin buluştukları yerde bulunan silahın, bir aile üyesine ait olduğu ve bu silahın daha önce gençler tarafından oynamak için kullanıldığı bilgisi edinildi. Güvenlik güçleri, hem aileleri hem de olaya tanıklık eden diğer gençleri sorgulayarak olayın nasıl gerçekleştiğini anlamaya çalıştı. Olayın, kazadan ziyade bir kaza olabileceği düşünülmektedir. Ancak silahın nereden geldiği ve nasıl kullanıldığı üzerinde duruldu.
Bu üzücü olay, günümüz gençlerinin sosyal medya baskıları ve daha fazla takipçi kazanma için yaptıkları davranışlar üzerinde durulması gereken önemli bir konuyu da gündeme getirmiştir. Gençler arasında popüler olma isteği, bazen aşırı ve tehlikeli davranışları beraberinde getirmektedir. Gençlerin, 'like' ve 'paylaşım' sayısını artırma çabası içinde, bazen hayati riskler aldığına dair birçok örnekle karşılaşmaktayız. Uzmanlar, bu türlü olayların önüne geçilmesi adına ebeveynlerin ve eğitimcilerin çocuklarına güvenli sosyal medya kullanımı konusunda eğitim vermesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Şu an sosyal medya platformlarındaki içeriklerin çoğunun güvenli olmadığını öğrenmek, gençlerin sağlıklı bir ortamda büyümeleri açısından oldukça önemlidir. Ayrıca, bu platformların kullanıcılarına sunmuş olduğu izlencelerin başlı başına ne kadar tehlikeli olabileceği konusu da ayrı bir araştırma konusudur. Eğitimcilerin, özellikle sosyal medya kullanımına dair tehditlerin ve bu tehditlerin üstesinden nasıl gelinebileceği üzerine seminerler düzenlemesi gerektiği görüşü öne çıkmaktadır.
Sonuç olarak, 14 yaşındaki gencin yaşamını kaybetmesi uygun olmayan bir durumdur. Bu tür trajik olayların yaşanmaması adına herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiği unutulmamalıdır. Sosyal medya, özgür bireyler olarak gelişimimizi sağlamamız için muazzam bir fırsat sunarken; yanlış bilgilendirme, tehlikeli davranışlar ve aşırı riskleme gibi sonuçların ortaya çıkmaması için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.
Bu üzücü olay, bireysel dikkat, ebeveyn denetimi ve sosyal medya platformlarının daha sorumlu içerik politikaları yönünde reformlara gitmesi gerekliliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Toplum olarak, bireylerin sosyal medya hayatlarını sağlıklı ve güvenli bir şekle dönüştürme adına harekete geçmek zorundayız.